Hatalardan ders çıkarmayı bilmeliyiz

Boluspor gibi istikrarsız takımlara karşı her zaman dikkatli olmak gerekir.

Önceki maçlarını incelediğimizde ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Bu tarz iddiasız gibi görünen takımlar kendi sahasında lig sonuncusuna yenilirken ertesi hafta gider deplasmanda lideri yener.

Bu açıdan her zaman önlem alarak sahaya çıkmak gerekir.

Boluspor Sakaryaspor maçına iyi hazırlanmış. Maç sonunda Bolu teknik direktörü de yaptığı açıklamada bunu açıkça söyledi. Yaptıkları çalışmayı da sahada da uygulamasını bildi. Berk, Landel ve Bayamba Yeşil-Siyahlı savunmaya ilk yarıda oldukça zor anlar yaşattılar.

Maalesef Sakaryaspor defansı da gününde değildi. Futbolda hata olur. Her oyuncu hata yapabilir. Fakat bu sezon Sakaryaspor’un bireysel hatalardan kaynaklı bu kadar gol yemesi normal görülemez. Bolu karşısında Ümit Kurt’ün bariz hatalarına tanık olduk. Ümit henüz 32 yaşında. Çok yaşlı bir oyuncu sayılmaz. Bu açıdan bakıldığında hataların sebebi yaşın ilerlemesine bağlı olarak fiziksel zayıflık demek zor. Fakat bu kadar bireysel hata yapması da tesadüf olamaz. Ümit gibi tecrübeli bir oyuncu bu hatalarını fark etmeli ve kendisini toparlamalı. Eksiğin nereden kaynaklandığını tespit etmesi gerekiyor.

Bandırma maçında son dakikada yenilen golde de savunmada zayıf kalan Ümit Bolu maçındaki penaltı pozisyonunda da maalesef hatalıydı.

Yediğimiz golden sonra da ilk yarıda ciddi bir toparlama görülmedi. Nalepa ayakta kalıp pozisyon oluşturmaya çalıştı. Fakat genel olarak orta saha etkisizdi.

Milosevic de başarılı bir performans ortaya koyamadı. Herkes biliyor ki Milosevic iyi bir futbolcu. Başarılı bir geçmişe sahip. Ancak Yeşil siyahlı kadroda istenilen fizik kapasitesine bir türlü ulaşamadı. Bu fiziksel yetersizlik onun futbolunu da olumsuz etkiliyor.

Ne Burak ne de Miloseviç ciddi bir üretkenlik sağlayamadı.

Yeşil-siyahlı oyuncuların kötü bir performans sergilemeleri, hücumda çoğalamamaları, kanatların çalışmaması, savunmayı çözme aşamasındaki yetersizlik, hava toplarındaki etkisizlik gibi sorunları doğurdu.

Hızlı hücum oyuncularına sahip Boluspor ilk yarıda daha etkili, daha istekli ve daha akıllı oynayan taraftı. Daha çok pozisyona girdiler ve penaltıdan buldukları golle soyunma odasına 1-0 önde girdiler.

Taner Taşkın, ikinci yarıya Çağlayan-Donkor, Milosevic-Hakan ve İbrahim-Mehmet değişiklikleriyle başladı.

Yapılan hamlelerin doğru olduğu dakikalar ilerledikçe kendini gösterdi.

Mehmet Akyüz çok istekliydi. Pozisyonlara girdi, rakibi rahatsız edecek hamleler yaptı. Mücadelesinin sonucunu ise 87. dakikada attığı golle buldu.

Beraberlik golünün ardından yeşil siyahlı oyuncular taraftarının da desteğini alarak son dakikalarda galibiyet golünü bulmak için bastırdı. Genel olarak basıldığında ikinci yarıda Sakaryaspor daha iyi mücadele etti.

Ama bu mücadele galibiyeti getirmedi. Belki bunda geç açılmamızın da etkisi olmuş olabilir.

Takımın en etkili isimlerinden Kabongo da gününde değildi. Takımda genel olarak bir konsantrasyon eksikliği hissediliyordu.

Taner hoca muhtemelen bu sorunu fark etmiştir. Buna önlem alması gerekiyor. Bunlar da futbolun içindeki sorunlardır. Her zaman her maçta arzu edilen performansı sergilemek zordur. İnşallah gereken önlemler alınır. Sakaryaspor için üçüncü olmak play off sürecinde büyük avantajlar taşıyor. Bu iddiadan uzaklaşmadan yola devam etmeliyiz. Ancak bunun için lütfen hatalardan ders çıkarmamız gerektiğini unutmayalım. Elbette bu beraberlik dünyanın sonu değil. Lig devam ederken son dakikaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Buradan alacağımız üç puan bizim için çok değerliydi. Fakat unutmamalıyız ki Pendik maçı bu maçtan da önemli. Bu nedenle hatalarımızdan ders çıkarıp tekrar etmemek şu an her şeyden daha kıymetli. Pendik maçında alacağımız üç puan bu puan kaybını belki biraz olsun hafifletecektir.