Milletvekillerine Sakaryaspor çağrısı!

Sakaryaspor PTT 1.lig yolunda tarihi bir maça daha çıkmaya hazırlanırken, yeşil siyaha gönül veren binlerce Tatanga Bursa göçü için sabırsızlıkla bekliyor. Yeşil siyahlı ekibimizi, hak ettiği yere bir adım daha yaklaştıracak olan 1.lige yükseleceğine yürekten inanıyorum.

Bu arada takım yeşil sahada mücadele ederken, yönetimde farklı sahada mücadele ediyor. Maddi imkansızlıklarla boğuşmasına alıştığımız Sakaryaspor'da yönetim bu kez işi çok sıkı tutuyor.

Bağış kampanyası başlatıldı ve işadamlarıyla koordineli bir şekilde kampanya yürütülüyor. Şöyle bir baktığımız zaman taraftarlar bilet alıyor, tribünleri dolduruyor, lisanslı ürünleri satın alarak desteğini gösteriyor. 

Bazı işadamları bağış yaparken, bazı belediye başkanları da taraftarların taleplerini yerine getirip imkanları doğrultusunda kulübe destek oluyor. Yani şehirde herkese bir şeyler yapıyor.

Şehirde bunları görünce, vekillerin bu kenetlenmenin dışında kaldığını hissettim. AK Parti,CHP, MHP ve İyi Parti'den oluşan 7 milletvekilimizin şehre karşı sorumluluğu olduğunu düşünenlerdenim.  Vekillere bu noktada bir çağrım var.

Gelin sadece bir aylık maaşınızı olarak kulübe bağışlayın. 7 vekilin ortalama aylık maaşının 150-200 bin lira olduğunu düşünürsek bu destek çok anlamlı olacaktır.  Bu bağış bence bir samimiyet testi, bütünleşme ve kenetlenmenin parçası olacaktır.

Öğrencinin son Parasıyla bilet ve ürün aldığı bir dönemde, milletvekillerinin şehre karşı bir mesaj vermesi, adım atması gerekir diye düşünüyorum.

Kaldı ki; vekillerimiz Sakaryaspor'u çok seviyor. Seçim kampanyaları öncesinde tüm vekillerimizin Sakaryaspor ile ilgili bir sözü ve hedefi var.  Sosyal medya hesaplarına bakınca zaten yeşil siyah hayranı olduklarını görüyoruz. Hepsi atkısıyla maçı izliyor. 

Vekillerin maaşıyla ilgili konuşmayı aslında çok uygun bulmuyorum. Çünkü kendi hesapları var. Onların maaşları üzerinden hesap yapmak  hoş olmuyor. Ama buna rağmen Sakarya'yı temsil eden vekillerimizin 48 ay alacağı maaştan birini bu şehrin takımı için çok göreceklerini sanmıyorum.

Esnafın, işçinin, çiftçinin, öğrencinin, iş dünyasının, sivil toplumun ve bazı belediye başkanlarının varım dediği bir ortamda vekillerden de adım bekliyoruz.

Haydi sizleri de görelim, bakalım evet diyen çıkacak mı?

Var mısınız, yok musunuz?

**

Karıncanın öyküsü

Hz. İbrahim, kral Nemrut'a karşı gelmiş. Nemrut, ne güçlü bir kral olduğunu herkes görsün anlasın diye Hz. ibrahim' in ateşte yakılması emrini vermiş. Meydanda odunlardan büyük bir yığın yapıp odunları tutuşmuşlar. O kadar büyük bir alevmiş ki bulutlara kadar yükselmiş. Bütün hayvanlar ateşten korkmuş kaçmış. Nemrut'un askerleri İbrahim peygamberi mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış. 

Bu sırada, göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş.  Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş:

- Acele ile nereye gidiyorsun?

Telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş:

- Haberin yok mu? Nemrut, Hz İbrahim peygamberi ateşe atacakmış.  Meydana ateşin olduğu yere su götürüyorum.

Diğer karınca kahkahalarla gülerek demiş ki:

- Senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? Ateşe hiç bakmadın mı? Ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki?

Bir damla su taşıyan karınca:

- Olsun, hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır.

(İnternetten)